Uzun bir süreden beri sessizliğini koruyan TÜSİAD “Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği” 13 Şubat günü yaptığı genel kurul toplantısında nihayet sessizliğini bozdu.
Geçenlerde bir zatd-ı muhterem 2025 yılını (SABIR YILI) ilan etmişti ya! Ancak, (SABRETMEKTEN FITIK OLDUK) deyimini anımsatan manifesto gibi bir açıklamayla TÜSİAD, geç de olsa Türkiye’nin gerçekleri konusunda açıklamalarda bulunmak cesaretini gösterdi. TÜSİAD Genel Kurulu manifesto gibi sunumunda, Türkiye’de çökenin SİSTEM olduğuna vurgu yaparak Kara Harp Okulu’ndaki mezuniyet töreninin ardından kılıçlı yemin eden ve ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyen teğmenlerin TSK’dan ihraç edilmesine de yer veren açıklamalarda bulundu. Yaşanan olağanüstü olayların toplumda endişe yarattığına ve güveni sarstığına dikkatleri çeken TÜSİAD olağan genel kurulu toplantısına ‘Politik hayatta olağanüstü olaylar’ başlıklı slaytla başladı. TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras konuşmasında Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutuklanması, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında soruşturma başlatılması, ‘tekelleşme’ iddialarıyla hakkında soruşturma başlatılan menajer Ayşe Barım’ın Gezi Parkı eylemlerinden tutuklanması, HALK TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın tutuklanması ve ordudan ihraç edilen genç teğmenlere değindi.
TÜSİAD Genel Kurulu’nda konuşan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, “Ülke olarak moralimiz bozuk. Güven bunalımı yaşıyoruz. Kartalkaya’da 78 canımız yanarak hayatını kaybetti. Yangın çıkabilir ama 78 kişi ölmez. Ölüyorsa nedeni usulüne uygun yapılmayan binalar ve denetimsizliktir. Çöken bir sistemdir. Bu olay yakın tarihte olduğu için henüz yüreklerimizde. Ancak unutmayalım ki geçen sene tam bugün Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeninde oluşan heyelan sonucu 9 işçi hayatını kaybetmişti. İki yıl önce yaşadığımız büyük depremde on binlerce insanımızı usulüne uygun yapılmadığı için çöken binalar altında kaybettik. 2014 yılında Soma kömür madeninde çıkan yangında 301 işçi hayatını kaybetti.
Tüm bu ve benzer ölümlerin arkasında tesis sahiplerinin yönetmeliklere uygun yatırımları maliyet nedeniyle yapmaması ve denetim eksikliği var.
California’da koca Los Angeles şehri yandı, Japonya’da çok daha şiddetli depremler oldu. Kaç kişi öldü? Lütfen bakın ve mukayese edin. Bizdeki ölümlerin nedeni maliyet odaklı kural tanımazlık ve denetimsizliktir.
Kurallarımız vardır ama uymayan çoktur, yeterli denetim yoktur. Bu ölümlerin ana nedeni sistem bozukluğudur. Maliyeti güvenliğin önüne koyan iş sahipleri, hak etmediği koltuğa oturan özel sektör iş insanları ve kamu yöneticileridir. Onların yarattığı ve uyguladığı sistemdir. Bu sistemin nasıl düzeleceği çok net bellidir. Sistemin kendi kendini düzeltme mekanizması olmalıdır. Sorumlular görevden ayrılmalı, hesap vermeli ve yerlerine yetkin kişiler gelmelidir
Son haftalarda politik hayatta da olağanüstü olaylar yaşıyoruz. Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor yerlerine kayyum atanıyor. Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Birçok sanatçının menajerliğini yapan bir iş kadını hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor.
-Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında, yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor. Bilirkişi görüşmesini yayınlayan gazeteciler gözaltına alınıyor, genel yayın yönetmeni tutuklanıyor.
-Yeni mezun teğmenler ordudan ihraç ediliyor. Bu olaylarda suç vardır yoktur diyemeyiz. Ancak çok kısa sürede arka arkaya gelen bu olayların toplumda endişe yarattığını ve güveni sarstığını söyleyebiliriz.
-Ayrıca tutukluluğun istisna değil kural haline gelmesi gibi kangrenleşmiş bir sorunun kanunlar değişse de çözülmediğini görüyoruz.
-Kişiyi, bir gün dahi olsa, özgürlüğünden mahrum edecek tutuklama ve adli kontrol kararlarının, hatta gözaltı kararlarının ne denli titiz verilmesi gerektiğini yıllar sonra gelen tahliyelerde, beraat kararlarında görüyoruz. Ancak bugünkü endişe ve güvensizlik ortamına rağmen ülkemizin geleceği ile ilgili umudumuzu hiç kaybetmiyoruz. Çünkü biliyoruz ki doğru politikalarla ülkemiz kalkınır ve vatandaşlarımız kendilerini mutlu ve huzurlu hisseder.
-Bu nedenle inandığımız doğruları bıkmadan usanmadan dile getireceğiz. “Söylesek de hiçbir şey değişmiyor” zihniyetine kapılamayız. Bizim görevimiz doğru bildiklerimizi söylemektir. Mevcut uygulamaları eleştirmekle kalmayıp yeni politikalar önermektir.
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan da TÜSİAD Genel Kurulu’nda konuştu.
“Sayın Bakan Mehmet Şimşek’in ekonomi programına destek veriyorsak da, ekonomide her şeyin yolunda olduğunu söyleyemeyiz. Enflasyonla mücadelenin hızlanması gerekiyor. Artık daha hızlı netice almalıyız. Yoksa stres birikiyor. Enflasyonla mücadelenin maliyetine katlanmak zorlaşıyor. Hem girişimciler için hem çalışanlar için. Sanayici çok zorlanıyor, ihracatçı kan ağlıyor, ithalatın cazibesi artıyor.
Turan, Türkiye’de pahalılığa dikkat çekerek sorunları şöyle sıraladı:
*Başka ülkelerde hammaddeyi daha ucuza alan,
*Krediye daha ucuza erişen,
*Enerji ve işçilik maliyetinin toplam maliyetler içindeki payı daha düşük olan rakiplerimizle biz nasıl rekabet edebiliriz?
*Bunun matematiği nedir?
*Verimlilik farkı bu makası kapamaya yeter mi?
*Peki bugün, işimizi nasıl devam ettireceğiz?
*Devam ettiremezsek çalışanlarımız ne olacak?
Turan, yatırım, üretim ve ihracat desteklenmeli diyerek “Artık hiçbir şeyi zamana bırakamayız. Bunun için zamanımız kalmadı. Bir an önce enflasyonla mücadelede kalıcı başarıyı sağlayalım. Para politikasını maliye politikasıyla ve yapısal reformlarla destekleyelim. Sanayiye mutlaka nefes aldırılması lazım. Yatırım, üretim ve ihracat desteklenmeli. Dediğim gibi, neler yapılması gerektiğini defalarca söyledik; ayrıca bugün paylaştığımız bir kitapçık haline getirdik. Çünkü “sussak gönlümüz razı değil”
Evet, TÜSİAD gerçekten manifesto gibi bir açıklama yaptı. Bu açıklamalardan sonra Devlet Denetleme Kurulu tarafından TÜSİAD’A KAYYIM ATANIRSA, HİÇ ŞAŞIRMAYACAĞIZ….
TAŞLAMA
TÜSİAD SESSİZLİĞE
BÜRÜNMÜŞTÜ NEDENSE
BOZDU SESSİZLİĞİNİ
GELEREK CESARETE
SİVİL TOPLUM ADINI
ALAN KURULUŞLAR VAR
BUNCA HAKSIZLIKLARA
NEDEN HEP SUSUYORLAR
MANİFESTO GİBİCE
AÇIKLAMALAR YAPMIŞ
OKUDUK, TASDİK ETTİK
İÇİNDE YOK TEK YANLIŞ
HAKSIZLIKLARA KARŞI
KONUŞMAK SUÇ DEĞİLDİR
ZULME KARŞI SUSANLAR
DİLSİZ ŞEYTAN GİBİDİR
TÜSİAD’A DA KAYYUM
ATANIRSA HİÇ ŞAŞMAM
DOKUZ KÖYDEN KOVULUR
DOĞRU KONUŞAN ADAM