Türkiye genelinde 208 üniversite var. Bunların 129’u devlet üniversitesi, (11 teknik üniversite, 2’si güzel sanatlar üniversitesi ve 1 yüksek teknoloji enstitüsünün yanı sıra Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi, Polis Akademisi ve Milli Savunma Üniversitesi), 75 vakıf üniversitesi ve 4 vakıf meslek yüksekokulu bulunmaktadır.
Üniversitelerin tümüne yakını 2023/2024 eğitim ve öğretim yılına Ekim ayı içinde start verecekler. Nitekim, Siirt Üniversitesi de eğitim ve öğretime 2 Ekim Pazartesi günü başlayacağını açıklamış bulunmaktadır.
Geçmiş yılları anımsıyoruz da, ateş gibi üniversite gençlerinin varlığına şahit oluyorduk. Sağcısı, solcusu, orta yolcusu, milliyetçisi, komünisti, ortanın solcusu, şeriatçısı, nurcusu, popçusu velhasıl hangi renkten isteseniz gençler sık-sık meydanlara iner, gösteriler düzenlerlerdi. Kendilerini davalarına adamış öyle üniversite öğrencileri vardı ki, üniversitenin son sınıfına geldikleri ve rahatlıkla bitirebilecekleri halde, öğrenci kimliklerini sürdürmek için son sınıfa çakılır kalırlardı.
Son yıllarda üniversitelere bakıyoruz da, artık o heyecanlı ateş gibi gençler yok gibi. Türkiye’de yaşanan bunca olaylara karşılık üniversite öğrencilerinin hiçbir eylemlerine şahit oldunuz mu! Geçmiş yıllarda üniversite gençlerin eylemleri, hükümetlerin politikalarında bile yönlendirici olurdu. Üniversite gençleri öylesine aktif idiler ki, siyasi partiler, gençleri saflarına çekmek için olağanüstü çaba sarf ederlerdi.
Günümüz üniversitelerine bakıyoruz adeta başlarını kuma gömmüş devekuşlarına dönüştürülmüşler. Renklerini, fikirlerini, zikirlerini gizlemek çabası içindeler. Haklı olarak bir damga yemekten korkuyorlar. Zaten anneleri, babaları da onları üniversitelere gönderirlerken mutlaka (Aman oğlum, sakın eylemlere falan katılma, biran önce okulunu bitirmeğe bak. Devletin politikalarına yön vermek senin neyine gerek. Bu memleketi sen mi kurtaracaksın) diye sık-sık tembih ediyorlardır!
İşin gerçeği şu ki, demokrasi konusunda getirildiğimiz durum, üniversite gençlerinin kuzuların sessizliğine bürünmelerinden belli. Oysa üniversiteler bilim yuvaları olmak yanında, ülkelerinin politikasına yön vermek ehliyetine sahip kuruluşlar olmalıdır.
Üniversitelerde 2023/2024 eğitim ve öğretim yılı başlarken, geçmiş yılların ateş gibi üniversite gençlerini anımsatmak istedim. Büyük ATATÜRK’ÜN, Cumhuriyeti gençlere emanet ettiğini ve sahip çıkmaları gerektiğini düşündüm. 20-30 yıl öncesi üniversitelerde yaşanan demokratik eylemleri anımsatmak istedim. .
Türkiye’mize özerk gençlik ve özerk üniversitelerin dönüşü dileklerimizle.
YORUMLAR