Bütün Anadolu illerinde olduğu gibi, Siirt de, vakıf gayrimenkulleri yönünden oldukça zengindir. Sadece il, ilçe merkezlerinde değil, köylerde bile başta camiler olmak üzere, birçok hayır kurumlarına ait vakıf gayrimenkuller vardır. Sadaka-i cariye hükmünde olan Vakıflar konusuna atalarımız büyük titizlik göstermişlerdir. Geçmişte, atalarımız en güzel gayrimenkullerini vakıf hizmetlerine adamaktan imtina etmemiş, bu konuda adeta birbirleriyle yarış içinde olmuşlardır. Camiler yanında, gelirleri medreselere, hanlara, kervansaraylara, yollara ve daha nice kamuya yönelik hizmetlere tahsis edilmiş vakıflar vardır.
İnsanoğlu öldükten sonra amel defteri kapanır amma, arkalarında sadaka-i cariye bırakanların amel defterleri asla kapanmaz. Hayır işlerine vakfettikleri gayrimenkuller amaçlarına uygun kullanıldıkları sürece, amel defterlerine sevaplar yazılmağa devam edilir.
Vakıflar, bütün toplumun malıdırlar. Bu bakımdan, vakıf konusuna gereken hassasiyetin gösterilmesi, bu toplumda yaşayan herkesin görevidir. O kadar çok konularda vakfiyeler ihdas edilmiş ki, bunları düşündüğünüz zaman, atalarımızın toplumsal konularda ne kadar hassas oldukları ortaya çıkar.
Sadece camiler ve medreseler için değil, öyle toplumsal sorunlar için vakıflar ihdas edilmiş ki, bu kadar ileri görüşlü olan atalarımızı rahmetle ve minnetle anmak durumundayız. Düşünün ki, yere balgam atan densizin attığı balgamı temizlemek, insanların ikamet alanından uzaklaşmalarını sağlamak için meskun olmayan mahallere, pekmez kapları koyarak haşereleri (sinek gibi) o yönlere çekmek, yetim kızları evlendirmek, dullara yardım etmek, hastalar için şifahaneler, yaşlılar için dar-ul acezeler kurmak. Ve aklımıza gelmeyen daha nice toplumsal konular için kurulan vakfiyeler vardır.
İşin gerçeğini söylemek gerekirse, Siirt, vakıf gayrimenkulleri açısından zengin olmakla birlikte, helâl-haram demeden kırıştıran haramzadeler sebebiyle bu özelliğini giderek yitirmektedir. Çünkü alabildiğine vakıf yağması var. Atalarımız vakfettiler, biz yağmalıyoruz. Bu yağmada hepimizin payı ve vebali bulunmaktadır. Çünkü gözümüzün önündeki bu yağmaya karşı “BANA NECİLİK” karakterimiz olmuş gibi…
Tabii, bizzat vakıflar idaresinin de zaman – zaman vakıf gayri menkulleri çeşitli kılıflar altında peşkeş çektiğini görmezden gelemeyiz.
Yazık, hem de çok-çok yazık!