Hangi alanda olursa olsun yapılabilecek veya yapılması gerekeni zaman kaybına sebebiyet vermeden yerine getirmekte yarar vardır ve bu hususu dikkate alan toplumlarda sorunların asgari düzeyde kaldığı, halkın refah seviyesinin yüksek düzeyde gerçekleştiği gözleniyor. Kalkınmış ülkeler safında yer alan ülkelerin başarılarında, bu icraat anlayışının en büyük paya sahip olduğu bu gözlem doğrultusunda ifade edilmektedir.
Birkaç gün önce “Ülkemizde ekilmeyecek bir karış toprak kalmayacak…” açıklamasına tanık olunca, uzun yıllar öncesinden yerine getirilmesi gereken bu icraatın, geciktirilmiş olmasına duyduğum derin üzüntü tazelendi. Çünkü, daha önceleri de aynı ifadeleri bir başka Bakandan duymuştum, ancak; ekilen arazi alanlarımız daha da küçüldü. Yani, yapılan açıklama icraata dönüştürülmemiş ve çok elverişli olan tarım sektöründe bu yüzden dışa bağımlı hale geldiğimizden, başta buğday olmak üzere birçok tarımsal ürünü daha ithal etmek mecburiyetinde kalmıştık.
Daha önceleri de fırsat buldukça tarımın büyük önemine değindiğim yazılarımda, tarımsal ürünlerin yakın bir gelecekte petrol ürünlerinden daha çok kıymete bineceğine değinirken, hazine arazilerinin tarım ve hayvancılık sektöründe değerlendirilmesinde yarar olacağına da ilgililerin dikkatini çekiyor ve kırsalı ekonomiye kazandırmak için hazine arazilerinin bedava dağıtılmaları gerektiğini savunuyordum. Hazine arazilerinin değerlendirileceğine yönelik yapılan açıklama elbette olumluluk içermektedir ve bu söylemin icra edilmesi durumunda, ülkemiz ilerde en azından açlık tehlikesi sorunu yaşamayacak ve bir zamanlar olduğu gibi, tarım sektörü sayesinde kendi kendine yeterli 7 ülkeden biri olma şansını yakalayacağı gibi, elde edilecek tarımsal ürünlerin fazlasını başka ülkelere ihraç etmek suretiyle ekonomimize tahminlerin fevkinde bir kazanç sağlanmış olacaktır. Önemli olan, yenilenen “ekilmeyen bir karış toprak kalmayacak” sözünün yine unutulmayarak arkasında durulmasıdır.