Bu yazı kaleme alındığında seçimlere sayılı saatler vardı ve ilimizi beş yıl süre ile yönetecek olan belediye başkanı ve meclis üyeleri henüz belli olmamıştı.
Ancak sizler bu yazıyı okuduğunuzda adayda meclis üyeleri de belli olmuş ve görevlerine başlamışlardır.
Bunu belirttikten yeni yönetimden beklentileri ele almaya devam ediyoruz.
Daha önceki yazılarımda kurumsallaşmadan zabıtaya, imardan gelirlerinin arttırılması kadar değişik alanlarda ki görüşlerimizi ifade etmeye çalışmıştık.
Bu günde belediye yönetiminin karşı karşıya geleceğini bir handikaptan söz etmek istiyoruz.
Öncelikle şunu belirteyim; günümüzde belediye yönetimlerinden klasik belediye hizmetleri olarak tanımlayabileceğimiz, alt yapı, su, temizlik, kent içi ulaşım ve benzeri hizmetlerin çok daha fazla hizmetler bekleniyor.
Sosyal belediyecilik konsepti adı altında neredeyse sınırsız hizmetler bekleniyor.
Bu hizmetler de klasik hizmetler kadar önemli. Ancak bunların hepsinin gerçekleştirilmesi büyük ölçüde ödenek olmak üzere bazı koşullara bağlı.
Siirt Belediyesi gibi imkânları sınırlı olan bir belediyenin her hizmeti aynı anda sunması mümkün değildir.
Bu nedenle bir tercih daha doğrusu vereceği hizmetleri bir öncelik sıralamasına gitmek zorunda.
Handikapta burada ortaya çıkıyor. Öncelik hangi hizmetlere verilecek. Klasik hizmetlere mi, sosyal belediye hizmetlerine mi?
Siirt gibi su sıkıntısı çekilen, su ve kanalizasyon şebekeleri iflas etmiş, cadde ve sokakları kalbura dönmüş bir kentte önceliğin ağırlıklı olarak klasik hizmetlerine verilmesi gerekmektedir.
Yanlış anlaşılma olmasın sosyal ve kültürel belediyecilik hizmetleri verilmesin demiyorum. Bu durum göz önünde bulundurularak sosyal ve kültürel belediyecilik hizmetlerinde seçici hatta cimri davranılırken su, alt yapı, cadde ve sokak iyileştirmelerine ağırlık verilmelidir.