Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminin 25 Eylül’de yapma kararı aldığı bağımsızlık referandumuna şurada artık sayılı günler kalırken, tepkilerin büyüdüğü gözlemleniyor ama lider Barzani halen geri adım atmadı. İşte tepkilerden bazıları:
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan; “Kuzey Irak’ın bağımsızlık kararı, Irak’ın toprak bütünlüğünü tehdit ediyor…” İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Nuri Maliki; “Irak’ın kuzeyinde ikinci İsrail’in kurulmasına izin vermeyiz…” Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres; “IKBY’de yapılacak bağımsızlık referandumu, DEAŞ ile mücadeleye gölge düşürür…”
New York’taki BM’nin 72. Genel Kurulunda da Kuzey Irak’taki bağımsızlık referandumuna değinileceği muhakkaktır ama bu toplantıda karara tepki gösterilse bile IKYB lideri Mesut Barzani’nin karar değiştireceğine ihtimal verilmiyor. Çünkü, referandumun ertelenmemesi durumunda DEAŞ’la mücadelenin zarar göreceğine yönelik ABD görüşü yeni değildir ve bu görüşte samimiyet olsaydı, Barzani en azından açıkladığı kararı başka bir zamana erteleyecekti. Yani ABD, bölgedeki senaryolarının muhasebesi doğrultusunda böyle bir karara kesinlikle karşı çıksaydı Barzani’nin kulak vermeme şansı olamazdı.
Bağımsızlık referandumunun gerçekleştirilmesi durumunda bölgede yeni gerginliklerin yaşanacağına muhakkak gözüyle bakan kamuoyumuz, bu ayın 27’sinde yapılacakken konuyu görüşmek üzere bu ayın 22’sine çekildiği açıklanan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında hükümete yapılacak tavsiye ve bu tavsiye doğrultusunda alınacak kararları merak ediyor.
Yıllardan beri Ortadoğu’ya yönelik devreye sokulmakta olan senaryoların sebebiyet verdiği gelişmeler, bölgede yaşamakta olanlara elem ve acı çektirmektedir. Bölgenin birçok noktasının kan deryasına dönüşmesi, maalesef yine bölge insanının aldatılması sonucu gerçekleşiyor. Emellerine ulaşabilmek için kardeşi kardeşe vurdurma şeytanlığını devreye sokanlar istedikleri sonucu elde ederlerken, binlerce insanın yaşamını yitirmesini önemsemiyorlar ve bundan böyle umursamayacakları anlaşılmaktadır. Bu bakımdan bölgedeki huzursuzluğu tırmandıracak olası yeni gelişmeler nedeniyle, aynı coğrafyada yer alanların azami duyarlılık içinde olmaları kaçınılmazlık arz etmektedir.