İstanbul’da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması 18 Kasım 2024 günü başladı. Büyük bir ihtimalle duruşmalar hafta sonuna kadar devam edecek ve belki de gelecek haftaya sarkacaktır.
Çete Liderleri konumundaki Fırat Sarı ve İlker Gönen’in aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 47 sanık mahkemenin huzuruna çıktılar.
Bakırköy Adliyesi 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada, Fırat Sarı ve İlker Gönen’in de aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık, 19 tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldılar.
Çete lideri konumundaki Fırat Sarı kendisine yöneltilen soru üzerine aylık kazancının 400 bin lira olduğunu söyledi. Yaniz 25 asgari ücretlinin aylık toplamları kadar maaşı var. Yine de paraya gözü doymamış olacak ki, bebeklerin tıbbi müdahalelerle öldürülmeleri pahasına servetine servet katmak derdine düşmüş.
Tutuklu sanıklardan hemşire Hakan Doğukan Taşçı ise savunmasında, yaptığı bir-iki işlemi kabul ettiğini ve dürüstçe ifadesini verdiğini belirterek, bazı konularda üzerine atılı suçlamaları reddettiğini söyleyerek Hastanelerin hepsinin denetlendiğini fakat denetlemelerin sıkıntısını hemşirelerin çektiğini öne sürerek “Benim bir kuruş para kazandığım yok. Hastanelerin yüzde 70’inde gece yoğun bakımda doktor durmuyor. Müdahale etsek ‘Sen neden müdahale ettin’, etmesek ‘Nasıl müdahale etmezsin’ diyorlar. Hasta sayısının fazla tutulması, daha fazla para kazanılması için avantaj. Her hastane sahibi para kazanmak ister. Hastanın kaç gün yatacağına biz karar vermeyiz. Doktor karar verir. Bebeklerin ciğer gelişimi için kullanması gereken bir ilaca SGK 9 bin 500 bin lira ödeme yapıyor. Hastane toplu alırsa 7000 liraya geliyor. Bu ilacı ne kadar fazla kullanırsan SGK’den daha fazla para alıyorsun. İlaçlar fazlaydı. Fırat Sarı ile bunu konuştuk. Bu ilaçların çöpe gideceğine satılması için. O da onay verdi. Hasan Basri topluyordu, bana getiriyordu ben de satışını yapıyordum. Biz bu satma işini 3 kere yaptık. Benim aldığım maksimum komisyon 4-5 bin lira ama Fırat Sarı’nın aldığı 40 bin lira diye biliyorum.”
Sanıklardan Hakan Doğukan Taşçı, acil durumlarda zaman zaman bebeklere müdahale yaptığını dile getirerek, “Örneğin entübasyon işlemini doktorun yapması gerek, ama doktor birimde olmadığı zaman, benim yaptığım oluyordu. Yoğun bakım ne kadar doluysa o kadar çok para kazanıyor hastaneler.” Şektlinde ifade vermiş.
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlarından 10 kez, “resmi belgede sahtecilik” suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6’şar aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapis cezası talep edilirken, sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis isteniyor.
Yenidoğan Bebek çetesinin yargılanmaları şu tesadüfe bakın ki, Çocuk Hakları haftasına denk gelmiş bulunmakta. Bu şebekenin üyeleri, teröristlerden bile tehlikeli. Teröristlerin çok yanlış bile olsa, kendilerine göre bir davaları var. Yenidoğan bebek çetesinin tek amacı ise PARA HIRSI…
Umarız ki, şebekenin tüm üyeleri ve bu işte ihmalkâr davranan kim varsa, yasalmar çerçevesinde en ağır cezaya çarptırılırlar…