Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

YÖNETİMLERİN BAŞARISINI İSTEMEMEK MÜMKÜN MÜ?

Her ülkenin toplumu, arzuladığı

Her ülkenin toplumu, arzuladığı refah ve huzura kavuşabilmek açısından yönetme şansını bulanların başarılı olmasını ister ve bir ülkenin toplumu bu öncelikleri kucaklayabiliyorsa, o ülkedeki yönetimin adı hiç önemli değil onlar için…

Osmanlı İmparatorluğumuza “Hasta adam” gözüyle bakıldığı süreçte ülkemizi işgal eden yedi düvele karşı başlatılan İstiklal mücadelesinin zaferle sonuçlanmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti adı altında yeni bir ülke olarak yoluna devam eden ülkemiz, ilk dönemlerinde büyük hizmetler gerçekleştirdi çok kıt imkanlara rağmen.. Her alanda geleceğimizi güçlendirmeye yönelik adımlar atılmış ve gururlandıran tesisler kazandırılmıştı ekonomiye… Demir yolları önemsenmiş ve tarım sektörü sayesinde dünyanın kendi kendine yeterli olan sayılı ülkelerinden biri konumuna ulaştırılmıştık aynı zamanda… Yani, sağlam temeller üzerinde inşa edilen Türkiye; çok iyi yönetilmişti ilk yıllarında ve sonraki yıllarda ülke yönetiminde söz sahibi olanlar, işaret edilen  muasır medeniyet düzeyine ulaşma hedefini yakalamada rötar yaptılar maalesef…

Demir Çelik, Silah, Uçak, Şeker Fabrikaları yanı sıra çok sayıda açılan tesisler vatandaşlarımıza ekmek kapısını aralamış ve bu tesislerde gerçekleştirilen üretim, ekonomimize de güç veriyordu aynı zamanda…  Daha sonra siyasetteki kısır çekişmeler yüzünden tam bağımsızlık ilkleri içinde en önemlisi olan ekonomik bağımsızlığa gölge düşürüldü ve sentlere muhtaç hale geldik bir zamanlar… Toplu taşımacılığı yaygınlaştıracak demir yoluna halen gereken önem verilmezken, Cumhuriyetin kazanımları olan tesislerin çoğu siyasilerin arpalıkları haline dönüştürüldüklerinden devletin sırtında kambur oldukları gerekçesiyle sakız fiyatına çıkarıldılar elden ve altın yumurtlayan tavuklar hükmündeki tesisler de özelleştirildi bilindiği gibi…

İkinci Dünya Savaşına katılmadığımız halde, bu savaşı kaybeden Almanya ile Japonya’nın çok gerisinde kaldık kalkınma hamlesinde ve “Kalkınmakta olan ülkeler” safından, ne zaman “Kalkınan ülkeler” safında yer alabileceğimiz  noktasında sağlıklı bir tahmin yapılamaz içinde bulunduğumuz koşullar nedeniyle…

Anlaşılacağı gibi, söylemeye çalıştığım; ülkemizin uzun yıllar iyi yönetilmediğidir ve bu görüşü teyit eden sayısız olumsuzluklar bulunmakta… 40 yıl boyunca ülkemizin altını oyan din istismarcısı bir şarlatanın 15 Temmuz’daki hain ve alçak kalkışmasının zamanında görülememiş olması, ülkemizin iyi yönetilmediğinin en net göstergesidir kanımca da…

Toplumumuzda değişik görüşlere sahip olanlar vardır, ancak sağ duyu sahibi tüm vatandaşlarımız seçimlerin sonuçlanmasından sonra ülke yönetiminde söz sahibi olma şansını bulanların başarılı olmasını ister ve hatta başarılı olmaları için dua ederler aynı zamanda… Çünkü, her türlü başarısızlığın bedelini kendilerinin ödeyecekleri idrakindeler ve birbirleriyle olan kısır çekişmeleri bir kenara itmeyen siyasilerimiz, herkesten daha iyi biliyorlar bu gerçeği ama siyaseti her şeyin üstünde tutma zihniyetinden vazgeçmiyorlar yine de…