Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Cüneyt ARITÜRK
Cüneyt ARITÜRK

İKİSİ DE BİZİM VATANDAŞLARIMIZ!

Koronavirüs salgını nedeniyle muhtaç vatandaşlara yardımlar yapılıyor. Devlet, elbette bu zor dönemlerinde vatandaşına yardım edecektir, etmelidir, ediyor da. Ancak, yapılan yardımlar yeterli mi, yetersiz mi, gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşıyor mu, ulaşmıyor mu, bunun tartışması var!

Medyaya yansıyan haberlerden izlediğimiz kadarıyla adına Ferrari araba kayıtlı Samsunlu bir vatandaş e-devlet üzerinden koronavirüs önlemleri kapsamında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı İLKADIM sosyal yardımlaşma Vakfı’na müracaat ederek bin liralık yardım için başvuruda bulunmuş. Ancak, yapan incelemede adına kayıtlı 1.5 milyon liralık FERRARİ araba olduğu ortaya çıkmış. Müracaat sahibi de kendince bu duruma açıklık getirmek açısından arabanın kendisine ait olmadığını, üzerine kayıtlı olup arkadaşına ait olduğunu öne sürmüş.

Tabii, bu açıklama zihinlerde istifhamlar uyandırmaktadır. 1,5 milyon liralık arabanın kaydını bu yardıma muhtaç(!) vatandaşın üzerine kaydeden enayi kim! Gerçekten doğruysa, adam gidip satarsa, asıl sahibi nasıl hak iddia edebilir! Böyle 1,5 milyon liralık arabayı cesaret edip de kim arkadaşının üzerine kaydeder! Kaydettiyse, sebebi nedir. Vergi kaçakçılığı falan mı! Bu iş, basit bir konu değildir. Gerçeğin ortaya çıkarılması gerekir. Bin lira için müracaat eden kişi, adına kayıtlı FERRARİ’NİN arkadaşına ait olduğunu söylerken ya yalan söylüyor, ya da muhtemelen bir vergi kaçırmak işine yardımcı oluyor demektir. Bu bakımdan, konunun üzeri kapanmamalıdır. Bu birinci vatandaşımız!

İkinci örnek vatandaş ise Boyazı’da çiftçilik yapan Mithat İpli adlı vatandaş. Bir talebi olmadığı halde adına tahakkuk ettirilen bin TL’lik yardımı kabul etmeyerek “Allah Devletimize zeval vermesin, ben geçimimi yapıyorum. Parayı daha muhtaç olanlara verin” diyerek, asaletini ortaya koymuş.

Evet, bu iki kişi de bizim vatandaşlarımız. Birinin kendisi zengin, gönlü fakir; diğerinin kendisi fakir ama gönlü zengin. Elbette, böyle olanlar yalnız bunlar değildir. Toplum içinde her iki tipten de vatandaşlarımız vardır! Hakketmedikleri halde devletin yardımını kapışanlar yanında, hakkettikleri halde yapılan yardımı kabul etmeyenler! Bu işlerde bir terslik var!

ANEKDOT

Öyle anlatılır ki Din-i İslam’ın parlak dönemlerinde zengin bir vatandaş zekât niyetine gerçekten fakir bir komşusuna içi akçe dolu bir kese vermiş. Ancak komşusu:

-Benim durumum nispeten iyi, sen bu parayı al da daha muhtaç birine ver! demiş.

Kese böyle elden ele dolaşmış. Kimse parayı almamış. Elden ele dönüp dolaşan kese, sonunda ilk verildiği şahsa dönmüş. Çünkü gerçekten de o mahallede  en fakir olanı oymuş!

Bir parantez daha açalım. Geçmiş yıllarda zekât verecek fakir bulamayan zenginler, zekât paralarını keseler içinde bir ağacın dalına veya camiin girişinde bir yerlere asarak:

-Zekât parasıdır, ihtiyacı olan alsın! diye bırakırlarmış.

Nerden, nereye!!!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER