(İşi ehline vermek) YÜCE ALLAH’IN EMRİDİR. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyrulur:
“Muhakkak ki Allah, emanetleri sahibine teslim etmenizi ve insanlar arasında hakemlik yaptığınız zaman adaletle hükmetmenizi emreder.”
Peki, emaneti ehline vermek ne demektir. Elbette, işlerin başına ehil olanları getirmektir. Türkiye’de, ekonomide yaşanan büyük çöküntü, işlerin ehlinde olmadığının göstergesidir. İşler ehlinde olsa, ikide bir Merkez Bankasına müdahale edilmezse, diplomasız maliye profesörleri(!) ahkâm keserek, yön göstermeğe, hatta göstermenin ötesinde direktifler vermeğe kalkışmasalar, bugün yaşanan ortama gelinir miydi!
Adama sormazlar mı, senin maliye konusunda ihtisasın nedir, ilgin ve bilgin ne! Neden böyle ahkâm kesiyor ve ortalığı allak bullak ediyorsun! Otur oturduğun yerde. Sen konuştukça döviz kurları adeta çıldırıyor. İnecek yerde yükseliyor. Belli ki, bu iş senin uzmanlık alanın değil. Mali işleri uzmanlarına bırak. Merkez Bankasına müdahale etme. Unvanı, sıfatı, görevi ne olursa olsun, hangi makamda bulunursa bulunsun bir insan her işi bilmek, her işten anlamak zorunda değildir. Zaten, bunun gereği de yoktur. Her işin bir uzmanlık alanı vardır. Her doktor ameliyat yapamaz. Ameliyat yapmak için cerrah (operatör) olmak lâzımdır. Hele pratisyen hekim bile değilse, ameliyat yapmak işine nasıl kalkışsın.
Türkiye’nin bu hale gelmesinin en önemli nedeni, işlerin nâehillerde olmasından kaynaklıdır. Emanete riayet edilse, işler, ehillere verilse, ehil olanların inisiyatiflerine müdahale edilmezse bu duruma gelinir miydi!
Peygamber Efendimiz Hazret-i MUHAMMED’E (O’na al ve ashabına salat ve selam olsun)“Kıyamet ne zaman kopacak?” diye sormuşlar. Cevap vermişler: (İşler, ehil olmayana verilince!)
Bugün için Türkiye’de ekonomide sözün tam anlamıyla kıyamet kopmuştur. Yaşananlar, işlerin ehliyetsiz kimseler tarafından yürütüldüğünün açık delilidir.
Bu durumu (Dışarıdan müdahale var. Bizi düşürmek isteyenler, kıskananlar yapıyor) diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışmanın bir anlamı yoktur. Dışarıdan yapılıyorsa, tedbirini önceden alsaydın ya! İş dönüp dolaşıyor, tedbiri almamaktan kaynaklı olarak ortaya çıkıyor.
Ben, mali konulardan hiç anlamam. Anlamadığım için de ahkâm kesmem. Benim mali bilgim cebimdeki parayla ve alım gücümle sınırlıdır. Cebime giren para, zorunlu harcamalarım için yeterli mi, değil mi, ona bakarım! Yaşam koşullarında sıkıntı çekmiyorsam, (durumum iyi) derim. Yetmiyorsa, anlarım ki, ters giden işler var.
Diyeceğimiz şu ki, işleri ehline bırakmak lâzım. Sadece bu kurala uygun hareket edilirse, sadece mali konularda değil, her konuda işler tıkırında yürümeğe başlar…
YORUMLAR