Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Cüneyt ARITÜRK
Cüneyt ARITÜRK

KURTALAN (MISRIÇ-GARZAN)

1990 yılına kadar Siirt’in 9 ilçesi vardı. Bunlar Şırnak, Kurtalan, Beşiri, Batman, Baykan, Sason, Pervari, Eruh ve Kozluk’tu. Bu ilçelerimizden 2’si (Şırnak-Batman) İl  yapıldı. Sason, Kozluk ve Beşiri yeni il olan Batman’a bağlandı. Teselli ikramiyesi olarak Tillo beldemizi ilçe statüsüne kavuşturdular. Bugün Siirt’e bağlı ilçe sayısı 6’ya düşmüştür. Bunlar Kurtalan, Baykan, Şirvan, Eruh, Tillo ve Pervari’dir.

Bugünkü yazımızda Kurtalan İlçemizi tanıtmağa çalışacağız.  1500 tarihlerinde Şerefhan Beyliği toprakları içinde bulunan Kurtalan  “Garzan” adıyla anılmaktaydı. Siirt’in eski kazalarından biridir. Ancak yerleşim yeri birkaç defa değişmiştir, 1938 yılında adının “Kurtalan”, yerinin de Mısrıç Köyü olarak değiştirilmesi bir kanunla kabul edilmiş, 1944 yılında tren yolu hattının Mısrıç Köyü’ne ulaşmasıyla İlçe Merkezi oraya taşınmıştır. Doğusunda Siirt İli, batısında Beşiri, güneydoğusunda Eruh, güneybatısında Hasankeyf İlçeleri bulunmaktadır. İlçe’nin doğusunda Başur Çayı, batısında Garzan Çayı ve güneyinde Botan Çayı doğal olarak idari sınırları belirlemektedir. Toplam yüzölçümü 669.25 Km2’dir. Nüfus yoğunluğu Km2 başına 145 kişidir. İlçe’nin rakımı 670 M.’dir. Başur Çayı’nın İlçe sınırları içerisindeki uzunluğu 60 Km.’dir. Garzan Çayı’nın uzunluğu ise 100 Km.’dir. Reşan Çayı ile Garzan Çayı Çattepe Köyü yakınında birleşmektedir. Ekinli Köyü’nde DSİ tarafından Yayıklı Köyü’nde ise Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü tarafından yaptırılan birer sulama göleti bulunmaktadır.

İlçe’de ekonomi büyük ölçüde tarıma, dağlık bölgelerde ise hayvancılığa dayanmaktadır. Toprak Mahsulleri Ofisi Ajans Müdürlüğü 1952 yılından beri faaliyet göstermektedir. İlçe’de önemli sanayi kuruluşu olmamakla birlikte 1984 yılında üretime başlayan çimento fabrikası bulunmaktadır.

İş ve çalışma hayatı son yıllardaki iki büyük kamu yatırımına (Çimento fabrikası) rağmen yeterli canlılığa kavuşmamıştır. Bölgede çalışma hayatı daha çok tarım sektörü ile ilgili bir gelişme göstermektedir.

Tarımsal kredilerin artmasına paralel olarak suni gübre kullanımında da artış olmuştur. İlçe’nin bazı kesimlerinde küçük çapta hayvancılık yapılmaktadır.

Tarım ürünlerine tahıl (buğday, arpa ve mercimek) ağırlıklı olup, pamukta kısmi bir artış gözlenmektedir. Çiftçi aileleri genellikle kendi ihtiyaçları, az miktarda da ticari amaçla süt hayvancılığı yapmaktadırlar. Ayrıca, küçük çapta besi hayvancılığı da yapılmaktadır.

İlçe mülki sınırları içinde yolu olmayan ve ulaşılamayan yerleşim birimi yoktur.  İlçe Merkezi’nde Devlet Demiryolları birimi olarak Gar Şefliği bulunmaktadır.

2019 nüfus sayımına göre ilçe toplam nüfusu 60.180 olup erkek nüfusu 30.628 , kadın nüfusu 29.552 kişiden oluşmaktadır.

Kurtalan’ın bir önemi de Trenden dolayıdır. Fevzipaşa-Diyarbakır hattının 1935’de Diyarbakır’a ulaşmasına karşın, Kurtalan’a ilk tren, ancak 28 Ekim 1944’te girebilmişti. Diyarbakır-Kurtalan hattının bu kadar gecikmesinin nedeni 1939’da patlayan II. Dünya Savaşı’nın yarattığı ekonomik daralma ve Diyarbakır-Kurtalan arasındaki adeta geçilmez coğrafi yapıydı. 159 kilometrelik Diyarbakır-Kurtalan demiryolu hattında toplam 800 metreyi bulan 4 tünel, biri 60 metre uzunluğunda 362 köprü ve menfez, bir adet de 100 metre uzunluğunda bir köprü inşa edilmiş ki o günün şartlarında yapılan işin büyüklüğü daha iyi anlaşılmaktadır.

Devlet Demir Yolları arşivlerinden edindiğimiz bilgilere göre Temmuz 1941’e kadar Diyarbakır-Kurtalan hattının yapımında 2 milyonu aşkın işçi çalışmıştı. 1929-1930 yıllarının kapitalizm buhranının askeri yolla çözümü olan II. Dünya Savaşı’nın yurtta yarattığı ekonomik daralmayı dikkate almayan Cumhuriyet ve Cumhuriyetçiler, Kurtalan’a bir an önce ulaşmak için büyük çaba sarf etmiş, mali kaynaklarını çok zorlamışlardı.

Kurtalanlıların, demiryoluna kavuşmasına kadar, çevresiyle olan ekonomik ve sosyal ilişkisi Kurtalan’ın 5–7 km. çevresiyle sınırlıydı. O zaman Kurtalan diye bir ilçe de yoktu. Adı “MISRIÇ” olan bir köy vardı. Mısrıçlılar, Diyarbakır’dan Kurtalan’a demiryolu ve ilk trenin ulaşması için geçen yedi yıl boyunca yine geleneksel yaşam biçimlerini sürdürmüşlerdi. Mısrıçlılar, trene ilk kavuştuklarında Cumhuriyet’in Anadolu’da yaşayan diğer yurttaşları gibi bir anda şaşkınlığa uğramışlardı. İlk tren Mısrıç’a gelmişti. Bu demiryolu, bu tren olmasaydı, belki bugün Kurtalan adlı bir ilçe de olmayacaktı. Kurtalan’a bir de istasyon binası yapılmıştı. Derli toplu, düzgün, sağlam. Yolcu salonu, gişesi, müdüriyeti hatta helâsıyla… İstasyonda kimileri kravatlı, kimileri papyonlu tertemiz, ütülü üniformalı demiryolcular çalışıyor, trenlerin zamanında kalkması için çabalıyorlardı.

Kurtalan’a ulaşan bu demiryolu hattı üzerinde hareket eden trenlerden Reis-i Cumhurlar, Başvekiller, vekiller, diğer üst düzey Cumhuriyet bürokratları inip, Kurtalanlıların yanına geliveriyor, dertlerini dinliyor ve dilekçelerini kabul ediyorlardı. Kimi girişken Kurtalanlılar itilmeden kakılmadan, kovulmadan onlarla yüz yüze konuşabiliyordu. Bunlar olurken istasyon duvarının yarattığı bir gölgeye sığınmış, sinmiş oturan Kurtalanlı kendisini bir garip hissetmeye başlamıştı.

Kurtalan’da Cumhuriyet’in kaymakamı, mal müdürü ve öğretmeninin yanı sıra şimdi de istasyon şefi ve memurları kasabanın önde gelen kişileri olmuşlardı. Bin yıllık bir geleneğin Kurtalan’daki kırk yıllık temsilcisi imam efendi epeyce kuru kalmıştı!..

Trenlerin geliş-gidiş saatleri de Kurtalan’da her şeyi değiştirmişti adeta. Eskiden namaz vakitlerine göre kendisini ayarlarken Kurtalanlı, elinde olmadan şimdi tren saatlerine göre yaşıyordu. Bilinçsizce tren saatlerinden önce hazırlanıyor, derli toplu giyinmeye çalışıyor, fırsat bulursa sokak berberinde tıraş oluyor ve istasyona koşuyordu, geleni gideni görmek için. Epeydir görmediği eş, dost ve akrabasını da trenin geliş ve gidiş saatlerinde istasyon binasının çevresinde görüp, hasret gidermeye başlıyordu.

İstasyon binası ve çevresi, hiç istemeden Kurtalanlının yeni sosyalleşme alanı, yeni yaşam alanı olmuştu. Kurtalanlı, biraz girişimci diğer Kurtalanlıların tarlalarında ve evlerinin bahçesinde yetiştirdikleri ürünlerin fazlasını istasyon çevresinde tren yolcularına sattıklarını görünce iyice afalladı. Kendisinde de ne yapacağını bilemediği ürün fazlası vardı, acaba kendisi de satmalı mıydı?

Kurtalanlı, kasaba pazarında çevre kasabalardan ve köylerden gelen satıcıların giderek artmaya başladığını fark edince de dili damağı kurudu şaşkınlıktan. Pazarda ürünlerini satan çoğu köylü bu satıcılar, aynı günün akşamı trene binip kendi kasaba ve köylerine gidiyorlardı. Hepsinin cebinde 15 günlük, bir ve iki aylık Halk Ticaret Biletleri vardı. Kardeşleriyle konuşup, ürün fazlalarını trenle Beşiri, Bismil ve Batman’a götürüp satsalar iyi olmaz mıydı? Ama, bir türlü karar veremiyordu Kurtalanlı.

Tren sadece Kurtalanlıya değil Batmanlıya, Beşiriliye ve ulaşmadığı Siirtliye de önemli açılımlar sağlamıştı. Kurtalan 1940’ların şartlarıyla tren yoluna kavuşmuştu amma, Siirt-Eruh-Şırnak medeniyetin bunca ilerlemesine karşılık henüz bu şansı yakalamış değil. Demiryolunun geleceği zamanı halâ hayal etmekle meşgul! Dileriz ki, projesi ihale edilen tren yolunun ihalesi de bir an evvel gerçekleşir ve Siirt Merkez ilçe halkının 80 yıllık tren özlemi son bulur.

Kurtalan Siirt’in en büyük ilçesidir. Bölgeye gelen öğretmen, doktor ve memur kesimi halkın misafirperverliği sonucunda görevleri bitmesine rağmen bölgede kalmaktadırlar. Verimli Mezopotamya havalisinde bulunmaktadır. Halkı misafirperverdir.Tarihsel ve kültürel olarak medeniyetler beşiği olarak bilnir. İlçe topraklarında eski medeniyetlere ait yerleşme kalıntıları (Erzen, Zokarno, ve Bemheri gibi ) olmasına rağmen, ilçenin tarihi hakkında elimizde önemli bir bilgi mevcut değildir. Tarihi kayıtlara göre XVI.yy. başlarında Şerefhan Beyliği toprakları içinde olan yöre, 1514 Çaldiran Savaşından sonra Osmanlı topraklarına katılmıştır.. Bugün ilçe merkezi olan Kurtalan Şehri’nin tarihi idari yönetim olarak pek eskiye dayanmaz, ancak bölge yerleşim olarak çok eski tarihlerden buyana varlığını korumuştur. Gönümüzden yaklaşık olarak 100-150 yıl önce Oyacık (Telan) Köyünün Gedikbaşı (Batas) Mahallesinde ikamet eden Farooğulları Aşiretinin üyeleri tarafından kurulduğu sanılmaktadır. Bilinmeyen bir nedenle köylerinden göç eden 3-5 aile Zengan Tepesinin eteğindeki derenin her iki yakasına yerleşerek bugünkü Kurtalan Şehrinin temeli olan Mısrıç Köyünü kurmuşlar. Osmanlı Devleti zamanında Mısrıç Köyünün de içinde bulunduğu yöre “Garzan” olarak bilinmekteydi. Garzan, Siirt vilayetinin bir kazası (ilçesi) durumundaydı. İlçe merkezinin yeri çeşitli nedenlerle birkaç defa değiştirilmiştir. 1904 yılında Beşpınar (Alenz) Köyüne taşınan ilçe merkezi, bir yıl sonra bilinmeyen bir nedenle Beykent Köyüne, daha sonra Kayabağlar (Zokayt) Köyüne, oradan da Saipbeyli (Beybo) Köyüne ve daha sonra da Garzan Beylerinin etkisiyle Yanarsu (Zok) Köyüne taşınmıştır. 1938 yılına kadar Zok Köyünde bulunan ilçe merkezi; Zok Köyünün diğer köylere uzaklığı, merkezi konumda olmayışı ve demiryolu yapımım neticesiyle bu yolun son durağı haline gelen Mısrıç Köyüne taşınma isteği gibi nedenlerden dolayı 1 Haziran 1938 tarihinde çıkarılan bir kanunla ilçe merkezinin Mısrıç Köyüne taşınması ve ilçe merkezi ile idari ünitenin adının “Kurtalan” olarak değiştirilmesi kabul edilmiştir. Ayni kanunda, eski ilçe merkezi olan Zok Köyünün adının Yanarsu olarak değiştirilmesi ve Kurtalan İlçesine bağlı bir bucak merkezi haline getirilmesi de kabul edilmişti. İlçe merkezi fiili olarak 1944 yılında Kurtalan’a taşınmıştır. Bozhöyük (Siirt/Kurtalan): Çağdaş Bozhöyük Köyü tamamen bu Kalkolitik Çağ köyünün üzerine kurulmuş ve yaklaşık 7000 yıllık kültür tabakaları tahrip edilerek köy evlerinin altında kalmış. Çayırlı (Siirt/Kurtalan): İlk olarak Kalkolitik Çağ’da yerleşilen höyük, günümüzde de iskân ediliyor. Çayırlı Köyü’nün evleri yerleşmenin neredeyse tüm yamaçlarını kaplamış. Batısı ise oldukça dik bir yamaç olduğu için imar faaliyetleri bu alanda sürdürülememiş. Fakat onun yerine, manzarası çok beğenilmiş olacak ki, höyüğün tam tepesine iki katlı ve bahçeli bir ev yapılmış.  Ayrıca höyük üzerinde, evlerin su ihtiyacını karşılamak için, köy hizmetlerinin yaptığı bir su deposu, yol ve iki adet de telefon direği mevcut.

Beldeleri: Kayabağlar, Gözpınar,

Köyleri: Ağaçlıpınar | Akçalı | Akçegedik | Akdam | Aksöğüt | Atalay | Avcılar | Aydemir | Azıklı | Bağlıca | Ballıkaya | Beykent | Bozhüyük | Bölüktepe | Çakıllı | Çalıdüzü | Çattepe | Çayırlı | Çeltikbaşı | Demirkuyu | Ekinli | Erdurağı | Gökdoğan | Güzeldere | Iğdeli | İncirlik | Kapıkaya | Karabağ | Kayalısu | Kayabağlar | Kılıçlı | Konakpınar | Oyacık | Saipbeyli | Şenköy | Taşoluk | Tatlı | Tosunbağı | Toytepe | Tulumtaş | Tütünköy | Uluköy | Üçpınar | Yakıttepe | Yanarsu | Yayıklı | Yellice | Yeniköprü | Yeşilkonak | Yoldurağı | Yuvalı | Yürekveren | Kayaboğaz.

Bozhöyük (Siirt/Kurtalan): Çağdas Bozhöyük Köyü Kalkolitik çağdan kalma bir yerleşiminin üzerine kurularak, altında kalan yaklaşık 7000 yıllık kültür katmanları tahrip edildi.

Çayırlı (Siirt/Kurtalan) : İlk olarak Kalkolitik çağda yerleşilen höyük, günümüzde de iskan ediliyor. Çayırlı köyünün evleri yerleşimin neredeyse tüm yamaçlarını kapladı. Batısı ise oldukça dik bir yamaç olduğu için imar faaliyetleri bu alanda sürdürülememiş. Höyük üzerinde, evlerin su ihtiyacını karşılamak için, köy hizmetlerinin yaptırdığı bir su deposu, yol ve iki adet de telefon direği mevcut.

Tarihsel ve kültürel olarak medeniyetler beşiği olarak bilinir. Kurtalan halkı misafirperverliğiyle övünür. İlçenin gelenek ve görenekleri yörede yaygın kültürden esinlendi. Kurtalan halkı Kürttür.

Kurtalan ilçesi yurdumuzun yedi coğrafi bölgesinden biri olan Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Dicle Bölümünde yer alır. İdari bakımdan Siirt İlinin bir ilçesi statüsünde olan Kurtalan’ın doğusunda Siirt Merkez İlçe batısında Beşiri İlçesi, güneybatısında Hasankeyf İlçesi, kuzeyinde ise Baykan İlçesi bulunmaktadır. Haydarpaşa-Kurtalan demiryolu hattının son istasyonu durumundaki ilçe merkezi Siirt’i Batman’a ve dolayısıyla Diyarbakır’a bağlayan karayolunu da üzerinde bulunur.

İlçe arazisi, umumiyetle dalgalı, arızalı, çıplak sırtlarla vadilerden; yer yer genişçe düzlüklerden ibarettir. Kaynağını Sason Dağlarından alan Garzan Çayının ve kollarının geniş vadileri sulu tarıma uygun alanları teşkil ederler. Güneyde Beşiri ilçesi ile doğal sınırı teşkil eden iki önemli yükselti vardır: Biri 1530 m. yüksekliğindeki Dilek Tepesi(Kozdağ), öbürü ise 1050 m. yükseltili Garzan Dağıdır. Garzan Çayı, Başur ve Reşan Çayları Kurtalan’ın önemli akarsularıdır. Reşan Çayı ve Garzan Çayı, Çattepe Köyü yakınlarında birleşmektedirler. Ekinli ve Yayıklı Köylerinde birer sulama göleti bulunmaktadır. Yazların sıcak ve kurak kışların nispeten ılık geçtiği ilçede en fazla yağış ilkbahar mevsiminde düşer. Yağışların genellikle yağmur şeklinde olduğu ilçede kışın kar yağışları da görülür. Fakat karın yerde kalma süresi 20 günü aşmaz. Bugüne kadar ölçülmüş en düşük kış sıcaklığı -18,5C, en yüksek kış sıcaklığı 19,5C, en düşük yaz sıcaklığı 5,5C ve en yüksek yaz sıcaklığı 43,5C ‘dir. Sıcaklığın çok yüksek değerlerde seyrettiği yaz aylarında buharlaşmanın da şiddetine bağlı olarak kuraklık görülür. İnsanlar temel ihtiyaçları için gerekli olan suyu bile çok zor temin edebiliyorlar. Kurtalan’ın içinde bulunduğu alanın 400-500 metre derinliğe kadar dolgu olması yüzünden yağışla gelen suyun dibe sızması ve suyu tutacak ormanların olmayışı kuraklığı arttıran diğer nedenlerdir.

İyisi mi yazımızı (KARA TREN) hasretini dillendiren bir türkünün sözleriyle noktalayalım:

Kara tren gelmez mola düdüğünü çalmaz ola

Gurbet ele yar yolladım mektubumu almaz ola

Allı gelin al olaydın selvilere dal olaydın

Gelen geçen yolculardan nazlı yar beni soraydın

Aldım çantamı elime düştüm gurbetin yoluna

Bilseydim ayrılık vardı düşmezdim alem diline

Allı gelin al olaydın selvilere dal olaydın

Gelen geçen yolculardan nazlı yar beni soraydın

Evlerinin önü taştan sen çıkardın beni baştan

Ben seni sevdim seveli gözlerim dinmiyor yaştan

Allı gelin al olaydın selvilere dal olaydın

Gelen geçen yolculardan nazlı yar beni soraydın

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER